Feed Planet Magazine Issue-Sayı: 02 April/June - Nisan/Haziran 2016
April-June • Nisan-Haziran 2016 33 INTERVIEW • RÖPORTAJ FEED PLANET MAGAZINE Now let’s focus on recent activities... FEFAC and IZBA (the Polish Feed & Grain Chamber) organised a work- shop on sustainability in Warsaw and discussed sus- tainability in feed production. Could you give some information about this workshop, the participants, the issues discussed and the decisions taken by? Sustainability is indeed the second pillar of FEFAC ac- tivities. The FEFAC Sustainability Committee has already realised a substantial amount of work since it started its work in 2012, focusing on two main aspects, i.e. re- sponsible sourcing of feed materials and measurement of environmental footprinting. This has been illustrated for example by the publication of the Soy Sourcing Guide- lines and the development of the Feed PEF Pilot, which is designed to develop tools to measure and reduce the environmental footprint of feed and livestock production. However, it is important not to forget about other sustain- ability parameters. The perception of sustainability in one country may not be the same as in another country. This is why FEFAC and IZBA (the Polish Feed & Grain Cham- ber) organised this workshop on sustainability in Warsaw in March this year, with approximately 25 participants. The objective was to hold a thorough discussion on what sustainability means for the feed industry and to explore the priorities and challenges of Central and Eastern Eu- rope for the development of sustainable feed and live- stock production systems. It became clear that the key FEFAC sustainability pillars "environmental footprinting" and "responsible sourcing" may be high on the agenda in North-Western Europe, in countries like Poland the focus currently lays on other items. It was interesting to see a lot of work being done to stimulate the development of alternative protein sources like sweet lupines, non-GMO soy and peas & beans. This is driven by the strong political disapproval of GMO feed materials in countries such as Poland and Hungary, which can even be found in legal provisions which aim to prohibit its use. As well as in other countries, our colleagues in Po- land and Hungary also see that replacing GMO soybean meal is a huge challenge for sectors like broilers and laying hens, as no other protein source matches its qualities in the light of nutritional characteristics mainly linked to the amino-acid profile, palatability and availability. FEFAC has always claimed that the EU Commission proposal to rena- tionalize the authorization of GMO crops use for feed or food was not only a disaster for the political EU harmoni- zation momentum, but also simply technically impossible without impacting price, quality and even animal welfare, in addition to the livestock farmer’s competitiveness. Sustainability can take many faces and further work will need to be done by the FEFAC Sustainability Committee to başladığından bu yana, önemli çalışmalar gerçekleştirdi ve yem maddelerinde sorumlu kaynak kullanımı ve çevresel ayak izi ölçümü gibi iki temel konuya odaklandı. Bu, yayın- lanan Soya Kaynak Kullanım Kuralları ve yem ve hayvansal üretimin çevresel ayak izini ölçecek ve azaltacak araçları geliştirmek için tasarlanan "Feed PEF (Ürün Çevresel Aya- kizi) Pilot" projesinin geliştirilmesi ile örneklenebilir. Ancak, diğer sürdürülebilirlik parametrelerini unutma- mak gerekir. Bir ülkedeki sürdürülebilirlik anlayışı, diğer bir ülkeninki ile aynı olmayabilir. Bu nedenle FEFAC ve IZBA (Polonya Yem ve Tahıl Odası) bu yıl Mart ayında, Varşova’da yaklaşık 25 katılımcı ile sürdürülebilirlik üze- rine bir çalıştay düzenledi. Amaç yem endüstrisi için sürdürülebilirliğin ne anlama geldiğini ayrıntılı bir şekilde tartışmak ve sürdürülebilir yem ve hayvansal üretim sis- temlerinin geliştirilmesi için Orta ve Doğu Avrupa’nın ön- celiklerini ve zorluklarını belirlemekti. FEFAC’ın sürdürülebilirlik ayağı olan "çevresel ayak izi" ve "sorumlu kaynak kullanımı" konusunun, Kuzey-Ba- tı Avrupa’da belki de gündemin en başında yer alacağı, Polonya gibi ülkelerde ise odak noktasının diğer unsurlara dayandığı anlaşıldı. Tatlı bakla, GDO’suz soya, bezelye ve fasulye gibi alternatif protein kaynaklarının geliştirilmesini teşvik etmek için çok fazla çalışmanın yapıldığını görmek ilginçti. Bunun sebebi, Polonya ve Macaristan gibi ülke- lerde, GDO’lu yem maddelerinin güçlü ve siyasi bir şe- kilde kabul edilmemesi ve bu maddelerin kullanımlarının yasa hükümleri ile yasaklanmış olmasıdır. Diğer ülkelerin yanı sıra Polonya ve Macaristan’daki meslektaşlarımız da, GDO’lu soya küspesini değiştirmenin, etlik tavuk ve yu- murta tavuğu sektörü için çok zor olduğu düşüncesinde. Çünkü besin özellikleri ışığında amino asit profili, lezzet ve bulunabilirlik ile temel olarak bağlantılı, bu özelliklere eş- değer bir başka protein kaynağı yok. FEFAC her zaman, AB Komisyonu’nun GDO’lu ürünlerin hem yem hem de gıdada kullanım izninin yeniden millileştirilmesi teklifinin sadece AB siyasi uyumlaştırma hareketi için bir talihsizlik olmadığını iddia etmektedir. Ancak fiyat, kalite ve hayvan refahı ve hatta hayvancılık yapan çiftçilerin rekabet güçleri açısından teknik olarak imkansızdır. Sürdürülebilirlik, birçok yüz alabilir ve FEFAC Sürdürüle- bilirlik Kurulu tarafından, kilit bir ayak olmaya devam den ekonomik boyut dahil olmak üzere, FEFAC Sürdürülebilirlik Gündemine tam entegre olmak için bölgesel zorluklara ve girişimlere vermek adına daha fazla çalışma yapılacaktır. Çiftçiler olmaksızın sürdürülebilir hayvansal üretim olmaz! Yine Nisan ayında, Antalya’daki 27. FEFAC Kongresi’nde karma yem endüstrisinin ekonomiye katkıları ve yem üretiminin çevresel ayak izi ölçümü ile ilgili konuları tartıştınız. Bize yem endüstrisinin
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx