Feed Planet Magazine Issue-Sayı: 28 January/February - Ocak/Şubat 2021

4 FEED PLANET / january - february 2021 • ocak - şubat 2021 Dear readers, It seems that the aftershocks of the pandemic that occupied the agenda of the last year will continue in 2021. In this period, both states and the private sector have to deal with food security issue with short, medium and long term projects. In this context, agriculture, livestock and feed industries have to be evaluated with a holistic perspective. The virus, which has spread in waves around the world since the first months of 2020, disrupted the supply chains, especially of the food sector, due to the panic and shock atmosphere. After this panic atmosphere, the empty market shelves and sudden and sharp changes in consumption habits caused alarm bells to ring not only in underdeveloped or developing countries but also around the globe including Western Europe and the USA. The states and the private sector, which survived the first con- cussion where the end consumer felt the pandemic to the bone and have largely normalized the supply chains, are somewhat re- lieved with the good news of vaccines from China and Germany. Although the vaccine news is pleasing, it will not be so easy to root the virus away. Aware of this situation, states are taking mea- sures to prevent a possible food crisis on their own territories. For this reason, stocking and protectionist reflexes in the food sector, especially in cereals, have reached the highest level. While producer countries impose various restrictions and ad- ditional taxes on exports, importing countries seem determined to keep their grain stocks full under these challenging conditions. Of course, a shrinking supply and an increasing demand at the same time will be reflected on the end consumer as a price in- crease with a chain effect starting from raw materials to the mar- ket shelves. In this sense, it doesn't take a prophet to foresee that the increase in food prices will continue also in 2021. It should be mentioned here that in such crisis situations, al- though low-cost products such as wheat and pasta come to the fore in the remedies of the governments, the protein needs of the consumer should not be overlooked. See you in the next issue. Değerli okuyucularımız, Geçtiğimiz senenin gündemini işgal eden pandeminin artçı sar- sıntıları 2021 yılında da devam edecek gibi görünüyor. Bu dönem- de hem devletler hem de özel sektör, etraflıca kafa yorarak gıda güvenliği konusunu kısa, orta ve uzun vadeli projelerle ele almak durumunda. Bu bağlamda tarım, hayvancılık ve yem sektörlerinin bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerekiyor. 2020 yılının ilk aylarından itibaren tüm dünyaya dalga dalga yayılan virüs, yaşanan panik ve şok atmosferinin etkisiyle gıda sektörü başta olmak üzere tedarik zincirlerini sekteye uğratmıştı. Yaşanan paniğin ardından market raflarının boşalması ve tüketim alışkanlıklarında yaşanan ani ve keskin değişiklikler gıda güvenliği konusunda sadece az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerinde değil, Batı Avrupa ve ABD de dâhil olmak üzere tüm dünyada alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Son tüketicinin salgını iliklerine kadar hissettiği ilk sarsıntıyı atlatan ve tedarik zincirlerinin büyük ölçüde normale döndüren devletler ve özel sektör, Çin ve Almanya’dan gelen aşı müjdeleriyle bir miktar rahatlamış durumda. Aşı haberleri sevindirici olsa da virüsün yeryü- zünden silinip atılması öyle kolay olmayacak. Bu durumun farkında olan devletler, kendi toprakları üzerinde muhtemel bir gıda krizini engellemek için tedbirler alıyor. Bu nedenle, tahıl başta olmak üzere gıda alanında stokçuluk ve korumacı refleksler hat safhaya çıktı. Üretici konumunda olan ülkeler ihracata çeşitli kısıtlamalar ve ek vergiler getirirken, ithalatçı ülkeler de bu zor koşullar altında ta- hıl stoklarını dolu tutma konusunda kararlı görünüyor. Tabi arzda daralma ve talep artışının eşzamanlı yaşanması, hammaddeden başlayarak market raflarına kadar gelen zincirleme bir etkiyle son tüketiciye fiyat artışı olarak yansıyacak. Bu anlamda gıda fiyatla- rında yaşanan artışın 2021 yılında da devam edeceğini öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. Burada şunu belirtmeden geçmemek gerekiyor: Bu gibi kriz durumlarında devletlerin çözüm reçetelerinde buğday ve makar- na gibi düşük maliyetli ürünler öne çıksa da, tüketicinin protein ihtiyacını göz da ardı etmemek gerekiyor. Bir sonraki sayıda görüşmek üzere. editör editor Cemalettin Kanaş Coronavirus and Feed Safety Koronavirüs ve Gıda Güvenliği