Feed Planet Magazine Issue-Sayı: 37 April-Nisan 2022
42 COVER STORY • KAPAK DOSYASI FEED PLANET / APRIL 2022 • NISAN 2022 2013; Opio et al, 2013). In summary, improper and incorrect agricul- tural and livestock practices increase greenhouse gas emissions such as CO2 (carbon dioxide), CH4 (methane) and N2O (nitrogen oxide). In addition, they stated that methane, which is excreted from the body with feces, urine and burping, represents 5.5-6.5% of the gross energy intake for cattle, sheep and goats (Johnson and Ward, 1996). Therefore, besides its negative impact on the environment and climate, it also causes economic losses. For this reason, strategies to reduce greenhouse gas emissions are de- veloped, especially in ruminant feeding, and it is recommended to use appropriate feed additives in rations on top of recommenda- tions for the use of quality raw materials and the preparation of correct ration formulations. In order to estimate the methane re- lease to the nature correctly, besides the feeding methods, animal species and number, live weight and yield information of animals are taken into consideration. The main factors affecting methane emission in terms of animal feeding can be listed as feed quality and conversion rate of feeds, processing of feed, adding oil to the ration, using feed additives in ration such as probiotics, organic acids, herbal extracts, enzymes, clay minerals and algae, and using substances such as tannin and saponin. When crude cellulose is broken down by bacteria in ruminants; pyruvic, succinic and lactic acids are formed as intermediate prod- ucts, and volatile fatty acids (VFA), CO2 and methane are formed as last products. For this reason, choosing quality roughage and determining the roughage/concentrated feed ratios are effective in increasing the digestibility of feeds and preventing yield losses, while also reducing methane emissions. It is estimated that the production of CH4 and N₂O produced by high-yielding animals is Özetle, uygun olmayan ve yanlış yapılan tarım ve hayvancılık uy- gulamaları CO2 (karbondioksit), CH4 (metan) ve N2O (azot oksit) gibi sera gazları emisyonunu arttırmaktadır. Ayrıca, dışkı, idrar ve geğirme ile vücuttan atılan metan sığır, koyun ve keçileri için brüt enerji alımının %5,5-6,5’unu ifade ettiğini belirtmişlerdir (Johnson ve Ward, 1996). Dolayısıyla, çevreye ve iklime olumsuz etkisinin yanında ekonomik kayıplara da neden olmaktadır. Bu nedenle, özellikle ruminant beslemesinde sera gazları emisyonunu azalt- ma stratejileri geliştirilmekte, kaliteli hammaddelerin kullanılması ve doğru rasyonun formülasyonlarının hazırlanması tavsiyelerinin yanı sıra rasyonlarda uygun yem katkı maddelerinin kullanılması önerilmektedir. Doğaya metan salınımının doğru tahmin edile- bilmesi için besleme yöntemleri dışında, hayvan türü ve sayısı, hayvanların canlı ağırlık ve verim bilgileri göz önünde bulundu- rulmaktadır. Hayvan besleme noktasında metan emisyonunu etkileyen baş- lıca faktörler; yem kalitesi ile yemlerin yararlanılabilirliği, yemlerin işlenmesi, rasyona yağ ilavesi, rasyonlarda yem katkı maddelerin- den probiyotikler, organik asitler, bitkisel ekstraktlar, enzimler, kil mineralleri ve alglerin kullanılması ile tanen, saponin gibi madde- lerin kullanılması sayılabilir. Ruminantlarda ham selüloz bakterilerce parçalandığında ara ürün olarak pirüvik, süksinik ve laktik asitler, son ürün olarak ise, uçucu yağ asitleri (UYA), CO2 ve metan oluşur. Bu sebeple, ka- liteli kaba yemlerin tercih edilmesi ile kaba yem/konsantre yem oranları doğru belirlenmesi, yemlerin sindirilebilirliğini arttırmada ve verim kayıplarının önlenmesinde etkili olmakla birlikte metan emisyonlarının azaltılmasına da fayda sağlamaktadır. Yüksek ve- rimli hayvanların kaba yem tüketme miktarının düşük verimli hay- vanlara göre daha düşük olmasına bağlı olarak ürettikleri CH4 ve
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx