Feed Planet Kasım/November - 56
into arable lands for direct crop farming. A variety of factors, including steep terrains, shallow soil depth, or brief vegeta- tive growth cycles, render the remaining 1.3 billion hectares unsuitable for crops. It’s here that the indispensable role of livestock, especially ruminants like cattle, buffaloes, sheep, and goats, comes into the picture. They transform these otherwise unproductive lands into sources of high-quality proteins for human consumption. But the story doesn’t end here. The dietary habits of li- vestock further underline their sustainable role in the ecosystem. Contrary to popular belief, they aren’t voraciously consuming primary human food crops. Cattle, for example, often feed on residu- es from oilseed processing or cereal harvesting. Of the global feed, 11% goes to livestock, and notably, 86% of this feed comp- rises plant materials rich in cellulose. These aren’t directly consu- mable by humans and would otherwise go to waste. The unique digestive systems of ruminants allow them to be efficient upcy- clers. They convert these non- edible, fibrous plant materials into high-value proteins replete with es- sential amino acids. In doing so, ruminants transform materials that would otherwise be discar- ded, reducing potential environmental waste and providing nutritional value in the form of meat, milk, and eggs. In conclusion, as we navigate the challenges of sustai- nable agriculture and food systems, it’s imperative to app- roach the subject with a balanced perspective. The insights from FEFAC’s article underscore the need to appreciate the multifaceted role of livestock in land use and sustainable food production. Their contributions extend beyond mere protein sources, playing a pivotal role in land management, carbon sequestration, and efficient resource utilization. As we move forward, it’s essential to recognize and integrate these nuances into our discussions and policies. lebilir alanlara dönüştürülebileceği görülüyor. Sarp araziler, sığ toprak derinliği veya kısa bitki büyüme döngüleri gibi çeşitli faktörler, geri kalan 1,3 milyar hektarı tarım için uygun- suz hale getiriyor. İşte bu noktada hayvancılığın, özellikle de sığır, manda, koyun ve keçi gibi ruminantların vazgeçilmez rolü ortaya çıkıyor. Aksi takdirde verimsiz olacak bu toprak- ları beşeri tüketim için yüksek kaliteli protein kaynaklarına dönüştürüyor. Ancak hikaye burada bitmiyor. Çiftlik hayvanlarının bes- lenme alışkanlıkları da ekosistemdeki sürdürülebilirlik rolle- rinin altını daha da çiziyor. Yaygın algının aksine, hayvanlar insanların temel gıda ürünlerini oburca tüketiyor değiller. Örneğin sığırlar genellikle yağlı tohum işle- me veya tahıl hasadından kalan artıklarla beslenir. Küresel ye- min %11’i çiftlik hayvanlarına giterken, %86’sı selüloz ba- kımından zengin bitki ma- teryallerinden oluşuyor. Bunlar insanlar tarafından doğrudan tüketilemez ve hayvanlar tarafından tü- ketilmemeleri durumun- da da çöpe gider. Ruminantların kendine özgü sindirim sistemleri, on- ların verimli bir geri dönüşüm- cü olmalarını sağlıyor. Yenilebilir olmayan, lifli bitkileri temel amino asitler açısından zengin yüksek değerli proteinlere dönüştürürler. Bunu yaparken, ru- minantlar aksi takdirde atılacak malzemeleri dönüştüre- rek potansiyel çevresel atıkları azaltır ve et, süt ve yumurta şeklinde besin değeri sağlar. Sonuç olarak, sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerine ait sorunların çözümünde, konuya dengeli bir bakış açısıyla yaklaşmak gerekiyor. FEFAC’ın makalesinde yer alan gö- rüşler, çiftlik hayvanlarının arazi kullanımı ve sürdürülebilir gıda üretimindeki çok yönlü rolünün farkına varılması ge- rektiğini gösteriyor. Bu hayvanlar sadece protein kaynağı olmanın ötesinde bir yer tutuyor ve arazi yönetimi, karbon tutma ve verimli kaynak kullanımında önemli bir rol oynuyor. Yol alırken, bu nüansları fark etmek ve tartışmalarımıza ve politikalarımıza entegre etmek hayati önemde. FEED PLANET • NOVEMBER - KASIM 2023 56 COVER STORY • KAPAK DOSYASI
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx