Feed Planet 65 - Ağustos 2024

FEED PLANET • AUGUST - AĞUSTOS 2024 53 INTERVIEW • RÖPORTAJ Siyasi çatışmalar, ticaret yollarını, fiyatları ve tedarik zin- cirlerini değiştirerek tarımsal emtia ticaretini önemli ölçüde etkiliyor. Sektör, birleşme ve satın almalar yoluyla büyüyen daha büyük şirketlerle küresel düzeyde konsolidasyon sü- recinden geçiyor. Aynı zamanda, gıda güvenliği politikaları ve hükümet teşvikleri sayesinde bölgesel şampiyonların yükselişine de şahit oluyoruz. Yerel oyuncular da küresel şirketlerin bıraktığı boşlukları doldurarak güç kazanıyor. Sektörün bu şekilde yeniden şe- killenmesi verimsizliklere sebep olsa da bu durum istikrar için gerekli. Gıda güvencesinin birinci öncelik olması, yerel üretimi teşvik eden ve ihracatı destekleyen politikaların be- nimsenmesini beraberinde getiriyor. DOLAR HEGEMONYASI ŞARTLARINDA FİNANSAL PARADİGMALARI YENİDEN TANIMLAMAK Ayrıca, finansal ortam da evrim geçiriyor. Hindistan’ın büyü- mesi, Çin’in gücü ve kripto para birimlerinin ortaya çıkmasıyla bir- likte, ABD dolarının hakim olduğu mevcut finansal modelde bazı sorunlara şahit olabiliriz. Bu istik- rarsız dönem küresel ticaret ve finans paradigmalarını yeniden tanımlayabilir. TÜRKIYE’NIN YEM TICARETI PARADOKSU: ITHALAT VE IHRACATIN DENGELENMESI TUYEM’deki sunumunuzda Türkiye’nin yem ticaretindeki paradoksundan bahsettiniz. Bu konuyu detaylandırabilir misiniz? Elbette. Türkiye yem ticaretinde ilginç bir paradoksla karşı karşıya. Ülkenizin ithal ettiği tarımsal hammaddelerin yaklaşık %56’sı yeniden ihraç ediliyor. Bu ihracatın %71’i, özellikle unluk buğday ve tavuk yumurtası üretiminde olmak üzere, fason modeline dayanırken, %29’u aktarmalı modeli takip ediyor. Bu durum, Türkiye’nin küresel tarım ticaretin- deki stratejik rolünü yansıtırken, ithalata bağımlılık ile ihracat kabiliyetleri arasındaki dengeyi de ortaya koyuyor. Tedarik zincirlerinde ‘Tam Zamanında’ ve ‘Her İhtimale Karşı’ konseptlerinden de bahsettiniz. Bu yem endüstrisi için ne ifade ediyor? Verimliliğe ve envanter maliyetlerini azaltmaya odaklanan ‘Tam Zamanında’ modeli, pandemi sırasında önemli sorun- larla karşılaştı. Yaşanan aksaklıklar, şirketlerin tedarik zincirini dirençli kılmak için tampon stoklar tuttuğu ‘Her İhtimale Karşı’ yaklaşımına duyulan ihtiyacın altını çizdi. Yem endüstrisi için bu değişim, tedarik zincirlerinin şoklara dayanabilmesini sağ- lamak ve kriz zamanlarında bile gıda güvenliğini sürdürmek Political conflicts significantly impact agro commodity tra- de by altering trade routes, prices, and supply chains. The industry is undergoing consolidation at a global level, with larger companies growing through mergers and acquisiti- ons. At the same time, we see the rise of regional cham- pions, driven by food security policies and government encouragement. Local players are also becoming stronger, filling the gaps left by global companies. This reshaping of the industry cre- ates inefficiencies but is necessary for stability. Food secu- rity is a top priority, leading to policies that encourage local production and protect exports. REDEFINING FINANCIAL PARADIGMS AMIDST THE DOLLAR DOMINANCE Additionally, the financial landscape is evolving. With the growth of India, the strength of China, and the emergence of cryptocurrencies, we may see challenges to the current financial model dominated by the U.S. dollar. This period of instability could redefine glo- bal trade and finance para- digms. TURKEY’S FEED TRADE PARADOX: BALANCING IMPORTS AND EXPORTS In your presentation at TUYEM, you discussed the Turkish paradox in feed tra- de. Can you elaborate on this? Certainly. Turkey presents an interesting paradox in its feed trade. About 56% of its imported agricultural raw ma- terials are re-exported. Of these exports, 71% are attributed to the tolling model, particularly in flour wheat and chicken egg production, while 29% follow the transshipment mo- del. This dynamic reflects Turkey’s strategic role in global agricultural trade, balancing between import reliance and export capabilities. You also mentioned the concept of ‘Just in Time’ ver- sus ‘Just in Case’ in supply chains. How does this apply to the feed industry? The ‘Just in Time’ model, which focuses on efficiency and reducing inventory costs, faced significant challen- ges during the pandemic. The disruptions highlighted the need for a ‘Just in Case’ approach, where compani- es maintain buffer stocks to ensure supply chain resili- ence. In the feed industry, this shift means ensuring that supply chains can withstand shocks, maintaining food security even in times of crisis. This involves strategic

RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx