Feed Planet 76 - Temmuz 2025

editör editor The European Union has approved the import of genetically modified (GMO) soy. According to the decision made in early July, GMO products can now be imported as food and feed for a period of 10 years. The process will be monitored under the EU’s labeling and traceability regulations. This decision—making waves in the feed sector— has stirred global soy markets and introduced both opportunities and uncertainties for feed producers in Türkiye. Soy remains a cornerstone of the feed industry, and Türkiye imports the majority of what it needs. The EU’s move to open its doors to GMO soy may boost supply and stabilize prices; however, it has also reignited debates around domestic production and consumer perception. Türkiye relies heavily on South America and the United States for soy imports. The EU’s green light for GMO soy intensifies global market competition and could offer Turkish feed producers a cost advantage. Yet, consumer sensitivity to GMO products and current regulations complicate the utilization of that advantage. Local feed producers stress that the demand for non-GMO soy persists and that this segment must be protected. Meanwhile, global trade dynamics—especially China’s growing demand and Brazil’s projected record harvest—remain key forces shaping the soy market. Climate change is another looming threat to soy production. Drought risks in South America are raising concerns over supply reliability. Türkiye can build a more resilient feed sector by encouraging local soy production and investing in alternative protein sources. While the EU’s GMO decision may lower costs in the short term, long-term competitiveness in global markets will depend on sustainability and biotechnology-driven solutions. Avrupa Birliği, genetiği değiştirilmiş (GDO) soya ithalatına izin verdi. Temmuz ayı başında alınan karara göre, GDO’lu ürünler 10 yıllık bir süre boyunca gıda ve yem olarak ithal edilebilecek. Süreç, AB’nin etiketleme ve izlenebilirlik kurallarına tabi olarak izlenecek. Yem sektörünün gündemine damga vuran karar, küresel soya piyasalarını hareketlendirirken, Türkiye’deki yem üreticileri için fırsatları ve belirsizlikleri berberinde getiriyor. Soya, yem sektörünün temel taşlarından biri ve Türkiye, ihtiyacının büyük kısmını ithal ediyor. AB’nin GDO’lu soya hamlesi, arzı artırarak fiyatları dengeleyebilir; ancak, bu durum yerel üretim ve tüketici algısı üzerinde yeni tartışmaları alevlendirdi. Türkiye, soya ithalatında ağırlıklı olarak Güney Amerika ve ABD’ye bağımlı. AB’nin GDO’lu soya ithalatına yeşil ışık yakması, küresel piyasalarda rekabeti kızıştırırken, Türkiye’deki yem üreticileri için maliyet avantajı sağlayabilir. Ancak, GDO’lu ürünlere yönelik tüketici hassasiyeti ve mevcut düzenlemeler, bu avantajın kullanımını karmaşık hale getiriyor. Yerel yem üreticileri, GDO’suz soya talebinin devam ettiğini ve bu segmentin korunması gerektiğini vurguluyor. Öte yandan, küresel ticaret dinamikleri, özellikle Çin’in artan talebi ve Brezilya’nın rekor üretim beklentileri, soya piyasalarını şekillendiren ana etkenler. İklim değişikliği soya üretimini tehdit eden bir diğer unsur. Güney Amerika’daki kuraklık riskleri, arz güvenilirliğinde endişelere sebep oluyor. Türkiye, bu küresel dalgalanmalara karşı yerel soya üretimini teşvik ederek ve alternatif protein kaynaklarına yatırım yaparak daha güçlü bir yem sektörü inşa edebilir. AB’nin GDO kararı, kısa vadede maliyetleri düşürebilir; ancak, uzun vadede sürdürülebilirlik ve biyoteknoloji odaklı çözümler, Türkiye’nin küresel piyasalarda rekabet gücünü belirleyecek. GMO soy: a risk or opportunity for Türkiye? Soya ve GDO: Türkiye için fırsat mı, risk mi? FEED PLANET • JULY - TEMMUZ 2025 10

RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx